Okullar da partizanlaşıyor

Cumhur İttifakı Millet Aklı

turkegitimsenRenkli görüntülere de sahne olan protestolarda ‘Baskı devleti değil hukuk devleti istiyoruz’, ‘Hak, hukuk, adalet, lütuf değil Allah’ın emridir’, ‘Müdürleri de sıfırlayacak mısın?’ yazılı pankartlar taşındı.

MEB teşkilat yapısı ve dershanelerle ilgili düzenlemeleri içeren kanun tasarısı tepkilere rağmen komisyonda kabul edildi.

Meclis’e gönderilmeden önce tasarıda son dakika düzenlemeleri yapıldı. 25. maddeye il milli eğitim müdür yardımcısı ve ilçe milli eğitim müdürlerinin görevlerine son verilmesi de eklendi. Böylelikle görevden alınacaklar listesi daha da genişletildi. Tasarının yasalaşması durumunda il milli eğitim müdürleri ve 4 yılını dolduran okul yöneticilerinin yanı sıra il milli eğitim müdür yardımcıları ve ilçe milli eğitim müdürlerinin de görevine son verilecek. Tasarının komisyondan geçmesiyle eğitimde telafisi mümkün olmayacak sıkıntılara kapı aralandığını belirten eğitimciler, bu haliyle yasalaşması durumunda siyasî vesayetin okullara uzanacağı konusunda endişeli. Tasarıya ilişkin, eğitim camiasından yükselen tepkiler şöyle:

Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız: Tasarı baştan aşağı milli eğitimle ilgili çok önemli olumsuzluklar içeriyor. Kamuoyunda dershaneler meselesi olarak tartıştırıldı ama gördüğümüz kadarı ile bununla sınırlı olmayan, 17 Aralık sonrasında geliştirilen basında ‘cadı avı’ olarak tanımlanan süreçle ilgili kapsamlı bir değişiklik öngörülüyor. Görevden almaların yüzleri binleri bulması halinde kamuoyunda oluşacak tepkiyi önlemek için topyekün hepsini sonlandırıyor. Bu kişilere ‘buralarda kalmak istiyorsanız benim varlığım için çalışmalısınız’ diyerek okullar ve okul idarecilerinden birer parti militanı yapmaya çalışmaktalar. Okul idari kadrolarının partizanlaşması durumu mevcut.

GÜVENDER Genel Müdür Yardımcısı Eyüp Kılcı: Eğitim camiasının hiçbirinin içine sinen bir düzenleme değil. Gidişat böyle devam ederse hukuki süreç ile ilgili gelişmeler yaşanacaktır. Bu tasarının her aşaması anormal seyretti. Hiçbir aşaması karşılıklı görüş alışverişi şeklinde geçmedi.

Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif Eğitim-Sen) Başkanı Osman Bahçe: Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzun, orta ve kısa vadeli eğitim politikaları ile değil günübirlik ve tepkisel uygulamalarla yönetildiği görülmektedir. Bakanlığın görev tanımları aynı olmakla birlikte, sadece unvanlarda yapılan isim değişiklikleri sonucu gerçekleştirdiği tasfiyeler, milletimizin, hükümetin eğitim politikalarına ve bakanlığın iyi niyetine olan inancını yok etmektedir

Türk Eğitim Vakıfları Dayanışma Konseyi (TEVDAK) Genel Sekreteri Dr. Sakin Öner: İktidar, geçtiğimiz 11 yılda defalarca yaptığı gibi, şimdi de MEB teşkilatını yeniden biçimlendirmeye, kendi çizgisinde olmayan tek bir kişinin bile bakanlık bünyesinde eğitim yöneticisi olmaması için tarihin en büyük tasfiye adımlarını atmaya hazırlanıyor. Bu sebeple, ülkenin geleceğiyle yakından ilgili Milli Eğitim’le ilgili torba yasa tasarısının yasalaşması aceleye getirilmemelidir. Millî Eğitim, siyasetüstü bir niteliğe sahip olup, millî bir politika ve strateji ile yürütülmeli, siyasi iktidarların ve bakanların oyuncağı olmamalıdır.

Özel Dershaneler Birliği Başkanı Faruk Köprülü: Başından beri bakanlık ile yaptığımız görüşmelerde yapılan tekliflerde özel okula dönüşmek isteyenlere teşvik verilmesinin önünde bir engel olmayıp, bu noktaya gelemeyenlere de yaptıkları işi devam ettirmesi yönündeki görüşlerimizi belirttik. Fakat taslakta bu yer almadı. Dershanelerin devamı ile ilgili herhangi bir durum söz konusu olmadı. Bu bizim arzu ettiğimiz bir sonuç değil. Biz en azından Haziran 2016’ya kadar devam ettirilmesi arzumuzu ileteceğiz. Ne kadar muvaffak oluruz bilmiyoruz.

Özel Okullar Birliği Başkanı Cem Gülan: 2015’te dershanelerin de dönüşmesini şart koşuyor ama dönüşüm süreci çok düzgün çalışır mı bilmiyorum. Onun yerine dershanelere daha uzun bir süre tanınsaydı o zaman bu kurumlar da sistemin dışına çıkabilirlerdi. Bir de yıllarca KPSS’ye girip atanmayı bekleyen kişiler dururken 6 yıllık dershane öğretmeni bu kişilerin önüne geçebiliyor. Tabii ki dershane öğretmenleri de işsiz kalacak ama oradaki suç, dershanede sıra bekleyen öğretmenin suçu değil, dershanenin kapatılmasıdır.

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*