Cumhur İttifakı Millet Aklı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’de doların yükselmesinin bir ekonomik krizin işareti olduğunu, bunları kendilerinin de hükümetleri döneminde yaşadıklarını belirterek, “Türkiye’de bir ekonomik krize doğru yöneliş var.” dedi. Bahçeli, seçim çalışmaları için geldiği Denizli’de önce cuma namazını kılmak için Ulu Cami’ye gitti. Öğle ezanından yaklaşık yarım saat önce camiye giren Bahçeli, “Dil Âfetleri” konulu vaazı dinledi. Namazdan sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, İl Başkanı Mehmet Fevzi Yeniçeri, Denizli Büyükşehir Belediye başkan adayı Ali İpek, ilçe belediye başkan adayları ve çok sayıda partiliyle birlikte esnafları ziyaret etti. Ardından Denizli Sanayi Odası (DSO)’na geçen Bahçel, burada gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

‘MAHKEMELERİN KALDIRILMASININ BİRDEN ÖNCELİK ALMASI BİZİ DÜŞÜNDÜRMEKTEDİR’

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına yönelik hükümetin çalışmasının sorulması üzerine Genel Başkan Bahçeli, bunların zaten yıllar önce kalkmış olduğunu ama kalktığı dönemde devam eden davaların şimdiye kadar sürdürüldüğünü belirtti: “MHP olarak bu süreç içerisinde nereye kadar uzanacağı belli olmayan bir anlayış çerçevesinde hazırlanması düşünülen bu yeni özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına yönelik uygulamaların özelliğini görmek istiyoruz. Buna ihtiyaç olmadığını bu aşamada ifade ediyoruz. Sürdürülen mahkemelerle ilgili gelişmeleri yakinen takip etmek istiyoruz. TBMM’de zannediyorum MHP dışında temsil edilen partilerde de bir ortak görüş hakim. Teklifi yasalaştırma noktasında Meclis’in bir sıkıntı çekeceğine de ihtimal vermiyoruz ama yıllardır devam eden bir mahkemenin, Türkiye’de son günlerde meydana gelen gelişmeler doğrultusunda birden öncelik alması bizi düşündürmektedir.”

‘BAŞBAKAN’IN SON AYLARDA KULLANDIĞI ÜSLUP İNCİTİCİ VE KIRICIDIR’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, gerek Hizmet Hareketi’ne gerekse TÜSİAD’a yönelik “hain” şeklinde hitap etmesine de değinen Bahçeli, “Sayın Başbakan’ın son aylarda kullandığı üslup, incitici ve kırıcı olmaktadır. TÜSİAD olsun, TÜSİAD’a benzer diğer kuruluşlar olsun, odalarımız gibi önemli kuruluşlarımız olsun, bu kuruluşların görüşlerini ortaya koyarken siyasi iktidarın paylaşmadığı unsurlar varsa bunları ortaya koyar, bir tartışma zemininde bir anlaşmaya da varılabilir fakat böyle bir düşünceyi henüz daha paylaşmadan, böyle bir çalışmayı yapmadan bir iki tane kavramdan hareketle yıllarını vermiş, şu an için Türkiye’nin sanayi, katma değer ve istihdam kabiliyeti yüksek olan değerli müteşebbislerinin bulunduğu ve temsil edildiği bir kuruluşa ve onun başkanına hain demek, çok yanlış bir kavramdır. Yani binlerce insana ekmek kazandıran, milyonlarca katma değer yaratan ve birçok çevrede uluslararası rekabete kendini hazırlayan ve bunda da başarılı olan bir kurumun yöneticisini hain ilan etmek, kanaatimce büyük talihsizliktir. Sayın Başbakan bu hatasının farkına varmalı, TÜSİAD’ı ya davet etmeli ya da orayı ziyaret etmelidir.” şeklinde konuştu. Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de dinlendiği hakkında bir soruyu ise Bahçeli, “Dinlenmeyen kalmamış. Onun için hep açıkhavada geziyoruz.” diye cevapladı.

Dolardaki yükselmeyi de değerlendiren MHP Genel Başkanı, bunun bir ekonomik krizin işareti olduğunu, özellikle 57. Hükümet döneminde kendilerinin de bu konuları yaşadığını söyledi: “Merkez Bankası’na müdahale edilmemesi gerekir. Hükümet olarak, bağımsız bir kuruluş olduğu görülmelidir. Onun zaten ana görevleri arasında fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu kontrol altına almak vardır. Elindeki enstrümanlar faiz oranlarıdır, zaman zaman bunu arttırır, düşürür. Önümüzdeki günlerde uygulamalarla da kendini gösterir ama Türkiye’de bir ekonomik krize doğru bir yöneliş var. Eğer bu yaşadığımız siyasi krizlerle birbiriyle takviye eder, beslenir gibi bir hal alırsa Türkiye’de çok büyük sıkıntılar olur. Türkiye’nin bu aşamadan en büyük isteği, istikrar içinde faaliyetlerini sürdürebilen bir ülke konumunda olmasıdır. Yani işadamlarımız olsun, ticaretle uğraşan insanlarımız olsun, eğitim kurumu, sağlık kurumu, hangi sektörü ele alırsanız alın Türkiye’de istikrara ihtiyaç vardır. Siyasetin de istikrar içinde faaliyet sürdürebilecek, politikalarını öne çıkarabilecek bir imkâna sahip olması lazım. İstikrar kavramını düşünmek, demokratik açılımdan çok daha önemlidir.”

Bahçeli, İran’da Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin Farsça anlaşma metnini imzalamada tereddüt etmesi üzerine Başbakan Erdoğan’ın işareti üzerine imzalaması konusundaki bir soruya karşılık, metnin Türkçe olduğunu zannederek şunları söyledi: “Bunun düşünülecek bir tarafı yok. Hükümet içinde olur böyle, uluslararası görüşmeler sırasında eksiklikler olur, birbirini tamamlarlar. Bunu hemen basın olarak abartmak ve kamuoyunda bunu tartışılır hale getirmek, bana göre basının bir yanlışlığı olsa gerek. Biraz da faaliyetlerimiz hoşgörüyle karşılanmalı Farsça yokmuş da Türkçe varmış. Türkçe olsaydı ne olacaktı? Bunlara bağlanıp kalmayın.”

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*