EMPERYALİST BATI – SİYONİST İSRAİL KOALİSYONUNUN HEDEFLERİ
Birkaç gündür, çılgın ve hukuk tanımaz bir terör devletinin Armagedon saçmalığını İran üzerinden başlatma hevesinin bölgemizde ve dünyada yol açtığı kaosu büyük bir tedirginlikle takip etmekteyiz.
Meseleyi sadece İran-İsrail Savaşı olarak görmek; büyük fotoğrafı kaçırmak, İsrail saldırganlığının arkasındaki asıl amacı ıskalamak olacaktır.
Sadece İsrail değil; ABD ve İngiltere başta olmak üzere, Batılı emperyalist ülkeler, İran’ın üzerine bir kâbus gibi çökmüştür.
- yüzyıldan beri Ortadoğu’da yürüttüğü emperyalist siyaseti bugüne kadar unutmayan İngiltere, günümüzün emperyalistbaşı ABD’den rol çalmak istercesine, İsrail’in İran’a düzenlediği saldırıların ardından derhal devreye girmiştir.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında İslam dünyasının tam da kalbinde korsan bir İsrail devletinin kurulmasına bizzat önayak olan İngiltere, gayrimeşru çocuğunu koruma refleksi göstermiştir.
Sadece ABD ve İngiltere mi? Elbette hayır…
Batı’nın öteki sicilli sömürgeci ülkeleri de İsrail’in Gazze soykırımını ve bütün insani değerleri ayaklar altına alan adımlarını unutmuş görünerek birer birer İsrail’in arkasında mevzilenmiştir.
İnsan hakları, uluslararası hukuk filan Batı dünyasının umurunda değildir.
Bu vahim tablo, göstermelik ABD – AB rekabetinin arka planında, Batı’nın yeni bir dünya düzeni inşa etme hedefi yolunda büyük ve ciddi bir plan hazırladığını gözler önüne sermektedir.
Görüldüğü üzere, yeni bir dünya düzeni kurmaya kalkanlar yine eski tüfeklerdir.
Ancak bu kez bir Haçlı-Siyonist ittifakı söz konusudur.
İsrail, bu yüzden alabildiğine şımarık ve fütursuz; olabildiğince cesur, keyfî ve sorumsuz hareket etmektedir.
Batı’nın haram lokması ve Siyonist sermaye ile beslenip semiren bu terör devleti; çiğnemedik beşeri değer, yok etmedik uluslararası yasa ve kural bırakmamıştır.
Batı’nın nesebi gayri sahih, gayrimeşru ve haşarı çocuğu İsrail, bütün mahalleyi yangın yerine çevirmiştir.
İsrail; yeni bir küresel sömürü düzeninin, yeni bir kölelik nizamının tesisi için Kırk Haramiler koalisyonunun Truva atı rolünü üstlenmiştir.
Kendi dinî ve tarihî hurafelerinin peşinde olan İsrail, bu rolü üstlenmekten ziyadesiyle memnundur.
İsrail’i yöneten sergerdelerin derdi, “Arz-ı Mev’ud” hayalini hakikate çevirmektir.
İsrail’in azgınlık ve haydutlukları, vicdanını Batı’ya sattığının işaretlerini taşımaktadır.
Emperyalist koalisyon da İsrail’i koruması için Siyonist sermaye tarafından rehin alınmıştır.
Tesis edilmek istenen yeni dünya düzeninde, İslam âlemine biçilen rol ise paryalıktır.
Ortadoğu’daki İslam ülkeleri; çeşitli tehdit, hile ve entrikalarla susturulup baş eğdirilmiştir.
Gazze İçin yola çıkan Mağrip Direniş Konvoyu’nun Mısır tarafından engellenmesi, Suudi Arabistan’ın İbrahim Anlaşmalarına yatma eğilimi, değme Arap ülkelerinin Gazze’de Müslümanların soykırımdan geçirilmesine göz yumması, yeri düzende İslam dünyasına biçilen figürasyon rolü hakkında net fikirler vermektedir.
Yani Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler, gönüllü paryalık işlevini üstlenmiştir.
İslam dünyasında Türkiye dışında tek yürekli ses, Pakistan’dan çıkmıştır.
Dost ve kardeş ülke Pakistan’ın, nükleer bir güç olduğu da unutulmamalıdır.
Bugün İsrail’in yanında fütursuzca, arsızca duran sömürgecibaşı ABD ile sözde insan hakları şampiyonu AB ülkeleri, söz konusu İslam ülkeleri ve Müslümanlar olunca hak ve hukuku es geçmektedir.
Artık köprülerin altından çok sular akmıştır.
Zaman değişmiş; bölgesinde ve dünyada etkin, yeni bir küresel aktör zuhur etmiştir.
Türkiye, bir Anka kuşu misali küllerinden doğmuştur.
Türkiye artık üzerine oyun oynanan değil, oyun kuran ve oyun bozan, caydırıcı bir güç hâline gelmiştir.
Üstelik hem ABD’nin, hem de AB ülkelerinin küresel güvenliği, güçlü bir Türkiye’den geçmektedir.
Bilhassa AB ülkeleri; gelecekte başlarına gelmesi muhtemel Rus saldırıları karşısında güvenlik şemsiyesi oluştururken, yükselen Avrupa devleti konumundaki Türkiye’nin kapısını çalmak zorunda kalacaktır.
Ne var ki Haçlı-Siyonist ittifakı, hâlâ Türkiye’yi nihai hedef olarak görmektedir.
Lakin Yüce Allah’ın da bir hesabı vardır.
21 yüzyıl, emperyalizm değil, Türkiye yüzyılı olacaktır.
İsrail’in safında yer alan; zulme, soykırıma, Müslümanlara dönük insanlık dışı muamelelere seyirci kalıp Türkiye’ye insan hakları ve demokrasi turşusu satmaya kalkan Batı dünyasına sesleniyoruz:
Türkiye; bölgenin, İslam âleminin ve dünyanın yeniden dizayn edilmesine asla seyirci kalmayacaktır.
Türkiye, Haçlı-Siyonist koalisyonunun yeni bir adaletsiz yeryüzü sistemi oluşturma çabalarına var gücüyle karşı duracaktır.
Türkiye’nin söz sahibi olmadığı bir yeni dünya düzeni kurulamayacaktır.
Bu vesileyle bütün Türk ve İslam dünyasını, üzerimize gelmekte olan barbar Haçlı-Siyonist koalisyonu karşısında çok geç olmadan bir ve beraber hareket etmeye çağırıyoruz.
Bir yanıt bırakın