Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ: Türkiye 2023 yılında iki büyük siyasi ve tarihi süreci yaşayacaktır

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlki, Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleridir.

İkincisi de, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümüdür.

Şimdi sizlere soruyor, kulakların pasını silen güçlü sesinizi duymak istiyorum:

√  2023 yılına hazır mısınız? (Evet)

√ Sandığa gidecek misiniz? (Evet)

√  Türkiye’ye sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Cumhur İttifakı’na destek verecek misiniz? (Evet)

Bir kez daha soruyor ve “burada” şeklindeki haykırışınızı gür bir şekilde duyurmak istiyorum:

Bayraklar nerede? (Burada)

Türkiye sevdalıları nerede? (Burada)

İstiklalimizi ve istikbalimizi müdafaa edecek yürekler nerede? (Burada)

Mukaddesatımızı, mukadderatımızı ve milli varlığımızı koruyacak serdengeçtiler nerede? (Burada)

İşte bu cevaplarınız birilerinin uykularını kaçırıyor.

Bu atılgan iradeniz, bu tavizsiz ifadeniz Türkiye üzerinde hesap yapanların dengesini sarsıyor, keyfini bozuyor.

Meydanın boş olmadığını cümle aleme gösteriyorsunuz.

Hiçbir şer odağı boş hayale kapılmasın.

Türk milletinin birliği, dirliği ve Türkiye’nin küresel güç mertebesine ulaşması amacıyla geceyi gündüze katan Cumhur İttifakı oldukça yenilmemizi ve yıkılmamızı hedefleyenler her zaman hüsranla tanışacaklardır.

Bundan kaçış yoktur.

Kurtuluşları söz konusu değildir.

Artık bütün yollar 2023 seçimlerine açılmaktadır.

Kararınız kaderinizi, iradeniz aydınlık bir geleceğin rotasını belirleyecektir.

Vakit anbean yaklaşmakta, çember günbegün daralmaktadır.

Bizim adayımız belli, kararımız nettir.

Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Hedefimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM’de milletvekili sayısı ve siyasal destek itibariyle çok güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi grubunun ve Cumhur İttifakı’nın tezahür etmesidir.

Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ’nin Konya’da düzenlenen “2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı açık hava toplantısında yapmış oldukları konuşma

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi en derin özlem ve hissiyatımla selamlıyorum.

Konuşmamın başında hepimizin yüreklerini kavuran Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden ocağı faciasından duyduğum derin üzüntüyü özellikle ifade etmek istiyorum.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı bir maden ocağında meydana gelen feci patlamada kırk bir maden işçimiz maalesef hayatını kaybetmiştir.

110 madencimizden de 58’si kurtarılmıştır.

Ayrıca yaralı kurutulan kardeşlerimiz şu anda hastanelerde tedavi edilmektedir.

Onların da şifa bulacağına inancım ve ümidim tamdır.

Yaşanan acı hepimizin ortak acısıdır.

Felaketin ağırlığı hepimizin üzerine çökmüştür.

Fakat milletçe elbirliği yaparak bu sıkıntılı günlerin üstesinden Allah’ın izniyle geleceğiz.

Böylesi felaketlerin tekrar etmemesi için bütün tedbirler sırasıyla alınacak, yaralar sarılacaktır.

Söz konusu maden ocağındaki facia duyulur duyulmaz, Amasra’ya bir Genel Başkan Yardımcımız ile belediye başkanlarımızı görevlendirmek suretiyle gönderdik.

Biz bir avuç kömür için bir ömür veren, her türlü risk ve tehlikeye açık halde çalışan fedakâr ve cefakar kardeşlerimizle birlikte ailelerinin de yanındayız, yanında olacağız.

Hayatını kaybeden maden işçisi kardeşlerimize bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmetler, tedavisi devam eden kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum.

Acılı ailelerin ve büyük Türk milletinin başı sağı olsun diyorum.

Değerli Vatandaşlarım,

Aziz ecdadımızın silinmez iz ve eserlerini bir madalya gibi, bir taç gibi, bir sancak gibi, bir bayrak gibi onurla taşıyan Konya’yla ve Konyalı kardeşlerimle iftihar ediyorum.

Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan muhterem vatandaşlarımıza, gönül ve kültür coğrafyalarımızda hayat mücadelesi veren kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum.

4 Eylül 2022’de Sivas’taydık.

11 Eylül 2022’de Bursa’daydık.

18 Eylül 2022’de Kayseri’deydik.

25 Eylül 2022’de Erzurum’dan haykırdık.

Bugün de Hz.Mevlana’nın torunlarıyla birlikteyiz.

Maşallah Kılıçarslan Şehir Meydanı çağlamış coşmuş, Türkiye sevdalıları heyecanla birleşmiş buluşmuş.

Hz.Mevlana diyor ya:

“Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.

Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur?”

Siz bizim gönlümüzdesiniz, sizler uzakları yakın eden, azımızı çok eden, gecemizi gündüze çeviren sevdamızsınız.

Konya demek duanın ve kardeşliğin sıcaklığı demektir.

Konya demek hürmet ve muhabbetin sırdaşı demektir.

Karınlarının içinde gavur pınarı akanlar bu gerçeği anlayamaz.

Beş kuruşa kurbağa sulamaya kalkışanlar bu tarihi mirası algılayamaz.

Bu meydanda yüreğimize su serpen, mücadelemize destek veren siz değerli kardeşlerimizi, buraya kadar gelemese de gözü, kulağı ve duası bizimle olan değerli vatandaşlarımızı hasretle bağrıma basıyorum.

Açık hava toplantımızın düzenlenmesinde, tertibinde ve temininde emeği geçen parti teşkilatlarımızın değerli yöneticilerini ve tüm dava arkadaşlarımı bu vesileyle kutluyorum.

“2023’e Doğru: Aday Belli, Karar Net” temalı bugünkü toplantımıza katılan Konyalı kardeşlerimizin yanı sıra, Afyonkarahisarlı kardeşlerimize, Burdurlu kardeşlerimize, Karamanlı kardeşlerimize, Ispartalı kardeşlerimize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.

Değerli Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Türkiye 2023 yılında iki büyük siyasi ve tarihi süreci yaşayacaktır.

İlki, Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleridir.

İkincisi de, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümüdür.

Şimdi sizlere soruyor, kulakların pasını silen güçlü sesinizi duymak istiyorum:

√  2023 yılına hazır mısınız? (Evet)

√ Sandığa gidecek misiniz? (Evet)

√  Türkiye’ye sahip çıkacak mısınız? (Evet)

Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve Cumhur İttifakı’na destek verecek misiniz? (Evet)

Bir kez daha soruyor ve “burada” şeklindeki haykırışınızı gür bir şekilde duyurmak istiyorum:

Bayraklar nerede? (Burada)

Türkiye sevdalıları nerede? (Burada)

İstiklalimizi ve istikbalimizi müdafaa edecek yürekler nerede? (Burada)

Mukaddesatımızı, mukadderatımızı ve milli varlığımızı koruyacak serdengeçtiler nerede? (Burada)

İşte bu cevaplarınız birilerinin uykularını kaçırıyor.

Bu atılgan iradeniz, bu tavizsiz ifadeniz Türkiye üzerinde hesap yapanların dengesini sarsıyor, keyfini bozuyor.

Meydanın boş olmadığını cümle aleme gösteriyorsunuz.

Hiçbir şer odağı boş hayale kapılmasın.

Türk milletinin birliği, dirliği ve Türkiye’nin küresel güç mertebesine ulaşması amacıyla geceyi gündüze katan Cumhur İttifakı oldukça yenilmemizi ve yıkılmamızı hedefleyenler her zaman hüsranla tanışacaklardır.

Bundan kaçış yoktur.

Kurtuluşları söz konusu değildir.

Artık bütün yollar 2023 seçimlerine açılmaktadır.

Kararınız kaderinizi, iradeniz aydınlık bir geleceğin rotasını belirleyecektir.

Vakit anbean yaklaşmakta, çember günbegün daralmaktadır.

Bizim adayımız belli, kararımız nettir.

Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Hedefimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık ara farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM’de milletvekili sayısı ve siyasal destek itibariyle çok güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi grubunun ve Cumhur İttifakı’nın tezahür etmesidir.

Samimi ve kesintisiz mücadelemizin gayesi bu amaçlara ulaşmaktır.

Soruyorum sizlere;

Bu hedeflere birlikte yürümeye var mısınız?(Evet)

Bize destek olacak mısınız?(Evet)

Üç hilalin yanında duracak mısınız?(Evet)

Beraber miyiz? Birlikte miyiz?Bizimle misiniz? (Evet)

Birlikte huzur, ayrılıkta husumet ve huşunet vardır.

Biz huzurun yanındayız, huzurun tarafındayız.

Biliyoruz ki, doğru yürürsek yolumuzda hayır gelir başımıza.

Nitekim doğru yüze kimse basamaz.

Doğru bacadan eğri duman çıkamaz.

Ancak yanlış üstüne yanlış yapan, bu nedenle silgisi kaleminden önce biten siyasi güruhun kirli oyunlarını, kötürüm tuzaklarını, karanlık hesaplarını görmezden gelemeyiz.

Eğer aksi olursa buna ne kul razı gelir, ne de Allah razı olur.

Zillet ittifakı baştan ayağa yanlıştadır ve bu ittifak Türkiye’nin önüne koyulmuş takoz partilerden mürekkeptir.

Bunların geçim kapıları yalandır, dedikodudur, iftiradır, fesattır.

Türkiye’nin önünü kesmek istiyorlar. Bunu görünüz.

Türkiye’nin büyümesinden rahatsızlık duyuyorlar. Bunu biliniz.

Söz dinleyen değil sözü dinlenen, sesi kesilen değil sesi yükselen, önü alınan değil ön alan bir Türkiye gerçeğini hazmedemiyorlar.

Balmumumdan kanat takmışlar güneşe uçmaya çalışıyorlar.

Türkiye’ye muhalefet ederek siyaset yaptıklarını zannediyorlar.

Bu yüzden zillete düştüklerini, ziyan olduklarını göremeyecek kadar körleşmiş ve gaflete kapılmış haldeler.

Dillerinden çıkan kalplerinden geçenlerle bağdaşmıyor.

Biz Hz. Mevlana’dan dolayı biliyoruz ki, “kalp bir deniz, dil ise kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya vuran odur.”

Konya, İznik’ten sonra Anadolu Selçuklu Devleti’nin aralıksız 180 yıl başkenti olmuştur.

Bu meydana adını veren büyük Hakanımız Kılıçarslan’ın 921 yıl önce başını ezdiği ve Anadolu’nun muhtelif yerlerinde mahvı perişan ettiği Haçlıların bugünkü uzantıları Kılıçdaroğlu’yla ve diğer zillet ortaklarıyla aynı yolun yolcusu, aynı senaryonun figüranlarıdır.

Birbirleriyle can ciğer kuzu sarmasıdırlar.

Rahmet ve hürmetle yad ettiğimiz Hünkarımızın kemikleri sızlamaktadır.

Ecdadımızın emanetlerini yağma peşinde koşan Ehl-i Salip zihniyet Kılıçdaroğlu’nu kafese sokmuş, ele geçirmiş, boyunduruk altına almıştır.

Atatürk’ün kurduğu parti teslim alınmış, rehin edilmiştir.

CHP, kuruluş tarihi olan 9 Eylül 1923 çizgisinden bütünüyle kopmuş ve uzaklaşmıştır.

Kılıçdaroğlu CHP’yi tanınmaz hale getirmiştir.

HDP’ye bakanlık vaadinde bulunan bugünkü CHP’dir.

Terörle mücadeleye karşı çıkan bugünkü CHP’dir.

PKK’nın arkasında vagon olan bugünkü CHP’dir.

FETÖ’ye el uzatan bugünkü CHP’dir.

Türkiye düşmanlarıyla düşüp kalkan bugünkü CHP’dir.

Milli haklarımıza, egemenlik hukukumuza itiraz edip kara çalan bugünkü CHP’dir.

Aziz Atatürk yaşamış olsaydı, bugünkü CHP yönetiminin gözünün yaşına bakmaz kulaklarından tuttuğu gibi kapının önüne koyar, alayını birden kovardı.

Kılıçdaroğlu, ABD’ye gitti, Newyork’ta sokağa düştü, gizli ve gizemli toplantılar yaptı, Pensilvanya istikametini takip ederek sekiz saatlik bir süre içinde de ortadan kayboldu.

Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti şaibelidir, A’dan Z’ye şüphelidir.

Hangi sözleri aldığı, hangi sözleri verdiği, Cumhurbaşkanı adaylığı için kimlerle dirsek teması içinde olduğu, izin ve icazet maksadıyla hangi kapıları aşındırdığı az çok malumumuzdur.

Bu Kılıçdaroğlu zalimlerin içimize sızdırdığı Truva atıdır.

Bu Kılıçdaroğlu ve zilletin diğer partileri emperyalizmin maşasıdır.

Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi gayri milli, gayri ahlaki, gayri meşru bir savrulmanın tam göbeğindedir.

Rusya-Ukrayna savaşı karşısında ABD’nin telkin ve tembihlerine aynen riayet edip “Ukrayna’dan yana olmalıyız” diyen bir Kılıçdaroğlu’na, bir muhalefet zihniyetine, bir ittifak anlayışına milli demek mümkün müdür?

Yerli demek mümkün müdür?

Akıl ve ahlak sahibi olduğunu iddia etmek söz konusu mudur?

Kılıçdaroğlu ABD’de, “Batı uygarlığının bir parçası olmak istiyoruz” demiş.

Sayın Kılıçdaroğlu sorarım sana, uygarlıktan anladığın nedir?

Uygarlığın senin kitabındaki tarifi nasıl yapılmıştır?

Türk-İslam uygarlığını nereye koyacaksın?

Türküm ve Müslümanım diyen medeniyet timsallerini ne yapacaksın?

Zillet ittifakı itiraf edemese de, biz büyük bir uygarlığın varisleriyiz.

Konya Türk-İslam uygarlığının kemer taşı, mazisi çok eskiye dayanan ana omurgasıdır.

Konya, yaşanmış Türk-İslam asırlarının canlı şahididir.

Türk olmak, Müslüman olmak en kutlu, en yüksek, en göz kamaştırıcı uygarlıktır.

Kılıçdaroğlu’nun uygarlık mantığı uyduluktur, uyuzluktur, uyuklamaktır, uyuşukluktur.

Biz bu topraklarda devletler kurarken, yaktığımız medeniyet meşalesi cihana ışıklar salarken, bugünün uygar geçinen mihraklarının dedeleri Müslüman Türk kanını dökmek için her fırsatı kullanıyordu.

Kılıçdaroğlu bunu göremediğinden dolayı zillet içindedir.

Zaafları kendisinin bile taşımayacağı çok ciddi bir kambur haline gelmiştir.

Bu tabloya bakarak Konya’dan diyorum ki, zillet ittifakının Türkiye’nin geleceğinde yeri olamaz, sözü olamaz, payı olamaz.

Bu ittifakın adayı kim olursa olsun Türk milletine sökmez, milli iradeden geçer notu elde edemez.

Hamd olsun bizim adayımız belli, kararımız nettir.

Soruyorum sizlere, açık yüreklilikle cevabınızı istiyorum:

Milliyetçi Hareket Partisi’ne evet diyor muyuz?(Evet)

Cumhur İttifakı’nı TBMM’de güçlendiriyor muyuz?(Evet)

Yeni bir anayasa için milletvekili sayımızı zirveye çıkarıyor muyuz?(Evet)

Hay maşallah, Allah eksikliğinizi göstermesin inşallah.

Bu evetler Türk-İslam uygarlığının yılmaz ve teslim alınamaz neferlerinin zillet ittifakına şamarıdır.

Bu evetler Türkiye’yi dışarıda şikayet eden, içeride tahrip etmek için kuyruğa giren Kılıçdaroğlu’na Süleyman Şah’ın, mahdumu Kılıçarslan’ın, muhterem ecdadımızın tamamının tarihten gelen kudret dolu ikazıdır.

Aziz Vatandaşlarım,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Hz. Mevlana’nın şu öğütleri Konya’nın ufku, beşeriyete verdiği kadim mesajlarıdır:

Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.

Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.

Hoşgörülükte deniz gibi ol.

Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.

Biz nasıl görünüyorsak oyuz, olduğumuz gibi de görünmesini çok şükür biliriz.

Zulme boyun eğmeyiz.

Zalime aman vermeyiz.

Hıyanete tamam demeyiz.

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövmeyiz.

Merhum Şairimiz Namık Kemal bu hissiyatımızı bakınız nasıl da özetlemişti:

Zalim ne kadar pervasız olursa olsun,

Yine zulmün tahtını biz yıkarız.

Yerin merkezine atsalar da bizi,

Yerküreyi patlatır da çıkarız.

Çünkü biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.

Çünkü biz Türk milletiyiz.

Çünkü biz Türkiye’yiz.

Çünkü biz mazlumların umudu, gariplerin sığınağı, çaresizlerin barınağı büyük bir medeniyetin temsilcileriyiz.

Türkiye hem bölgesinde, hem de dünyanın her noktasında parlayan bir yıldız, adından hayranlıkla bahsettiren bir ülkedir.

Türkiye barış, huzur ve istikrarın bir insan hakkı olduğu görüşündedir.

Bu nedenle Rusya ile Ukrayna arasındaki tarafımız kesinlikle barışçıl çözümdür.

Akan kanın durması arzumuzdur, silahların susması arayışımızdır, diplomatik müzakerelerin hakimiyeti beklentimizdir.

Çatışmanın sonu yoktur.

Savaşın sonucu yoktur.

Paylaşılamayacak hiçbir şey yoktur.

Türkiye’nin aktif arabuluculuk misyonuyla tahıl koridoru açılmıştır.

Afrikalı çocukların karnı doymuş, kursaklarından sıcak ekmek girmiştir.

Rusya ile Ukrayna arasında esir takası gerçekleşmiş, buna arabuluculuk yapan ülkemiz küresel çapta takdir edilmiştir.

Şimdi de Türkiye’mizin doğu-batı aksında gaz deposu olması gündeme gelmiştir.

Putin, gaz tedarikinde en güvenilir güzergahın Türkiye olduğunu açıklamıştır.

Kuzey akım hatları gözden düşerken, TürkAkım Projesi sivrilmiştir.

Türkiye enerji jeopolitiğinde muazzam bir avantaja erişmiştir.

Enerji darboğazıyla boğuşan Avrupa ülkelerinde sanayi üretimi günden güne düşmektedir.

Enflasyon baskısının yanında ekonomik durgunluk bir sel misali yaygınlaşmaktadır.

Avrupalılar nasıl ısınacaklarının derdindedir.

Nasıl aydınlanacaklarının kaygısındadır.

Ülkemizin ise böyle bir sorunu asla söz konusu değildir.

Zillet ittifakı üç maymunu oynasa da, Türkiye enerjinin ağırlık merkezine konuşlanmak üzeredir.

Türkiye’nin başarısı dengeli, dürüst ve çok boyutlu dış politikanın mahsulüdür.

Allah’ın izniyle hayat pahalılığı da yenilecektir.

Konjonktürel olarak yükselen enflasyon mutlaka indirilecektir.

İş bilenin, kılıç kuşananındır.

Yarınlarımız tecrübeli, milli, gelişmeleri başkent Ankara’nın vizyonuyla kavrayan sağlam ve sağduyulu bir irade sayesinde çok daha güzel ve güçlü hale gelecektir.

Cumhur İttifakı’nın tarihsel yürüyüşü kesintiye uğramamalıdır.

Dik baş, tok karın, mutlu yarın için Türkiye’nin dibi karanlık zillet kuyusuna düşmemesi şarttır.

Yol kazasına uğramamamız bekamız, birliğimiz ve bereketimiz için vazgeçilmez önemdedir.

Demokrasi diyenlerin meselesi başkadır.

Parlamenter Sisteme geri dönme çağrısı yapanların planı başkadır.

Her yapılanı yıkmaya çalışanların senaryosu bambaşkadır.

Nitekim zillet ittifakının inandırıcılığı yoktur, samimiyeti sıfırdır.

İtibar ve iradesi suyunu çoktan çekmiştir.

Türkiye imrenilecek kazanımlarını heba edemez.

Türkiye münafık ve müptezel niyetlere teslim edilemez.

Terörle mücadeleye bakınız, sınır ötesinde ve yurt içinde hainler kaçacak delik aramaktadır.

Teröristler ya teslim olacak ya olacaktır, aksi halde alayı birden imha edilecektir. Başka çare yoktur, diğer tüm yollar kapalıdır.

Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Libya’da, Karabağ’da Türkiye’nin haklı, meşru ve hukuki gücü tedavüldedir.

Hiçbir hakkımıza dudak bükülmemektedir.

Nerede bir sorun alanı varsa Türkiye oradadır.

Artık Tanzanya’da bile demir yolları yapan bir Türkiye vardır.

Şu anda Türkiye’de beş bin şantiye gece gündüz faal haldedir ve 700 bin kardeşimiz çalışmaktadır.

Yollar, köprüler, tüp geçitler, hızlı trenler, tüneller, havalimanları ülkemizin dört bir yanını sarmıştır.

İstihdam, yatırım, ihracat, üretim seferberliği güven vermektedir.

Diyeceğim şudur ki, Cumhur İttifakı istikbalin mimarı, istiklalin mihmandarı olmaya sonuna kadar vardır ve bunda da kararlıdır.

Çağlar üstüne sıçrayan, bir cazibe mihveri haline gelen, çekim gücü gittikçe genişleyen ve güçlenen bir Türkiye’ye ulaşmaya ramak kalmıştır.

İnanıyorum ki, Lider ülke Türkiye hedefi gerçekleşecektir.

Soruyorum sizlere, sesinizin Konya Ovası’nda yankılanmasını bekliyorum:

Bu mücadelede birlikte miyiz? (Evet)

Başarmaya, cumhurun iradesiyle yükselmeye hazır mıyız? (Evet)

Milliyetçi Hareket Partisi’ni TBMM’de oy ve milletvekili sayısı itibariyle daha da güçlendiriyor muyuz? (Evet)

Cumhur İttifakı’na destek veriyor muyuz? (Evet)

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı tekrar Cumhurbaşkanı seçiyor muyuz? (Evet)

Bu evetlerin azmine yürekten güveniyorum.

Sizlere her zaman ve her şart altında inanıyorum.

Konya’da zirveye çıkacağımızı bugünden görüyorum.

Yalancılara Konya’da ekmek yoktur.

Korkaklara Konya’dan geçit yoktur.

“Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat” sloganıyla tarihimizi ve aziz büyüklerimizi karalayan işbirlikçilere, yabancı beslemelerine Konya’da oy yoktur, af yoktur, müsaade yoktur, müsamaha yoktur.

Dezenformasyon yasası TBMM’de kabul edildi.

Zillet ittifakının tüm bileşenleri hopluyor.

Ağızlarına ne geldiyse kurşun gibi söylüyorlar.

Sansür yasası diyorlar, zulüm yasası diyorlar, özgürlüklere pranga vurulduğunu iddia ediyorlar.

Nasılsa sahte hesap açıp fitne yayamayacaklar, huzursuzlukların sebebi budur.

Sosyal medyada provokasyon yapamayacaklar, korkularının temeli bundandır.

Yalan haber yapmayanın, hakaret etmeyenin, iftira atmayanın kabul ettiğimiz yasadan rahatsız olmasına hiçbir şekilde gerek ve yer yoktur.

Kimin sesi çok çıkıyorsa, kimler feryat figan ediyorsa onlara dikkat ediniz, zira Türkiye’yi sosyal medya aracılığıyla karıştırmak isteyen işte bu emel ve yüzlerdir.

Küfrün özgürlüğü olamaz.

Kötülüğün özgürlüğü olamaz.

İhanetin özgürlüğü olamaz.

Rezaletin özgürlüğü olamaz.

Yalan haberleri birer birer servis etmenin, iç barış ve huzur ortamını yıkıcı girişimlerin hakla, hukukla, basın ve yayın özgürlüğüyle hiçbir bağı olamaz.

Kula bela gelmez hak yazmadıkça, hak bela yazmaz kul azmadıkça.

Türkiye sosyal medyada bulunmadı, buraya da teslim edilemez.

Dijital teröre taviz vermeyeceğiz.

Sosyal medya infazlarına sessiz kalmayacağız.

İnsan onuruyla oynayan alçaklara, feyk hesaplardan saldıran kanı bozuklara inşallah göz açtırmayacağız.

Hepsinin hesabını teker teker soracağız.

Türk milletini aldatamazlar, ihaneti aklamayı ve temize çıkarmayı asla başaramazlar.

Soruyorum sizlere;

Türk, İslam ve Türkiye düşmanlarına karşı bir miyiz? (Evet)

Terör örgütlerine, emperyalizmin oyunlarına karşı beraber miyiz? (Evet)

Milli birliğimizi, ebedi kardeşliğimizi birlikte savunacak mıyız? (Evet)

MHP’ye evet mi? Cumhur İttifakı’na evet mi? (Evet)

Hiç kimse boşuna heveslenmesin, Konya’nın iradesi işte budur.

Sayın Kılıçdaroğlu’na ve zilletin diğer ortaklarına Hz. Mevlana’nın sözüyle tavsiyede bulunuyorum:

“Kiminle dostluk ettiğinize dikkat edin. Zira bülbül güle, karga da çöplüğe götürür.”

Zillet ittifakı da çöptedir.

Kılavuzları yanlıştır, pusulaları bozuktur, vicdanları tutsaktır.

Türkiye’ye zilletten hayır gelmez.

Bu zillet ittifakından hiçbir yol olmaz, olamaz.

Sabrediyoruz, sebat ediyoruz, ümit ediyoruz, mücadele ediyoruz, Konya’ya, Afyonkarahisar’a, Burdur’a, Isparta’ya, Karaman’a, ezcümle Türkiye’ye ve büyük Türk milletine sonuna kadar güveniyoruz.

Değerli Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın ilham kaynağı:

Büyük ecdadımız Süleyman Şah’ın ilkeleridir.

 Haçlılara göğsünü geren ve Konya’yı Türk ve İslam’ın umudu yapan 1. Kılıçarslan’ın kahramanlığıdır.

√ Ertuğrul Gazi Ocağı’ndan buram buram tüterek kıtalara tutunan fütuhat ruhudur.

√ Hikmet ve fazilet dolu öğütleriyle yolumuzu aydınlatan Dedem Korkut’un vicdanıdır.

 ‘Hamdım, piştim, yandım’ diyerek bizlere öğüt veren Hz. Mevlana’daki manevi aşk ve cezbe halidir.

 “Kapımıza değil, kalbimize vuran buyursun” diyen Şems-i Tebrizi’deki doğruluk, adanmışlık ve sevgisindeki yüksekliktir.

Alplerin, erenlerin, Allah dostlarının cesaret ve hikmetidir.

Biz, milletimizin her güzel evladını kucaklayan bir kalp enginliğinin tarafıyız.

Beri gel, daha beri, daha beri.

Bu yol vuruculuk nereye dek böyle?

Bu hır gür, bu savaş nereye dek?

Sen bensin, ben senim işte.

Zillet ittifakı İmralı canisinin, teröristbaşı Gülen’in, PKK’nın, dağılmanın, kavganın, karışıklığın, karanlığın, sömürgecilerin yanındadır.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Konya’nın, Afyonkarahisar’ın, Burdur’un, Isparta’nın, Karaman’ın, mazlumların, mağdurların, ülkemizi büyütme, geliştirme ve zenginleştirme mücadelesi veren her insanımızın arkasındadır.

Biz, bağımsız ve güçlü Türkiye’den tarafız.

Biz, feda edilecek tek bir insanımız yok, birlikte Türkiye’yiz diyen tarafız.

Biz, zalime yavuz, mazluma yunus olan tarafız.

Biz, küresel oyunlara karşı milli duruştan tarafız.

Bu kapsamda çağrımız herkesedir.

Çağrımız birliğe, dirliğe ve kardeşliğedir.

Çağrımız, önce ülkem ve milletim diyen her kardeşimizedir.

Çağrımız, bu millet, bu vatan, bu bayrak benim diyen her insanımızadır.

Çağrımız, milli birlik ve huzurlu yarınlara ulaşmak isteyen her vatandaşımızadır.

Çağrımız, her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen Türkiye sevdalılarınadır.

Paylaşılacak vatanım, vazgeçilecek insanım yok diyen her vatan evladıyla kaderimiz birdir.

Biz birlikte Türkiye’yiz diyen herkes bizim özbeöz kardeşimizdir.

Son kez soruyorum sizlere;

2023 geldiğinde, Cumhurun muazzam iradesini gösterecek misiniz? (Evet)

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Milliyetçi Hareket Partisi’yle Cumhur İttifakı’na oy verecek misiniz? (Evet)

Allah razı olsun sizlerden, yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun inşallah.

Ay vurmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene kabahati ne Ay’da ne de Güneş’te ara, ararsan her şeyi kendinde ara.

Yüzümüze ay, penceremize güneş vuracak, nurlu bir gelecek Türkiye’nin olacak.

Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.

Ne Mutlu Türküm Diyene.

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*