MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zühal TOPCU’nun, “Terörsüz Türkiye için Millî Birlik ve Dayanışma Buluşmaları – Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik”temalı Gaziantep bölge toplantısında yapmış olduğu konuşma
Muhterem misafirler, Kıymetli Dava Arkadaşlarım; değerli basın mensupları Milliyetçi Hareket Partisi olarak gerçekleştirmiş olduğumuz terörsüz Türkiye İçin Milli Birlik Ve Dayanışma toplantımıza hepiniz hoş geldiniz şeref verdiniz.
Bugün burada;
Gaziantep, Malatya, Urfa, Elazığ, Mardin, Batman, Kilis, Adıyaman ve Diyarbakır’dan gelen çok değerli çalışma arkadaşlarımız ve ülküdaşlarımızla birlikteyiz.
Milli birlik ve dayanışmanın artırılmasına yönelik yaptığımız bu toplantılar Terörsüz Türkiye başlığı altında yapılan çalışmalarla milletimize, vatandaşlarımıza doğru ve gerçek bilgileri aktarmak ve onlarla kucaklaşmak içindir.
Küresel düzende ekonomik ve siyasi istikrarsızların yanı sıra terör eylemleri, göçler, sıcak savaşlar, açlık, tehditler, dezenformasyonlar, meydan okumalar hızla kendisini göstermekte ve yakıp ve yıkmaktadır.
Güçlü Emperyal devletlerin bitmeyen ihtirasları bütün dünyayı yakıp yıkmış ve bu yıkımların ve ihtirasların biteceğine yönelik de hiçbir belirti de görülmemektedir.
Tarih boyunca bütün medeniyetler ve devletler ayakta kalma ve varlıklarını sürdürme mücadelesi içinde olmuştur. İnsanlık tarihinde, toplumların tarihinde ve devletlerin tarihinde bu açık olarak görülürken, zaten tarih kitapları bu mücadelelerin toplamından oluşmaktadır. Bir devletin zayıflatılmasında rol oynayan ve özellikle devletlerin yıkılmasında etkili olan çalışmalar incelendiğinde,
• Yönetimin zayıflatılması,
• Güvenlik birimlerinin (Askerin) zayıflatılması,
• “Ekonomik güven” sorunlarının hızlandırılması,
• İsyanlar, toplumsal hareketler, etnik-mezhep ayrımcılığının köpürtülmesi,
Tarihe baktığımızda dünya tarihi büyüklü küçüklü bu oyunlara ev sahipliği yapmıştır, yapmaya da devam edeceğe benzemektedir.
Çekinilerek korkularak devlet yönetilmez devlet yönetimi cesaret ister, fedakarlık ister, tecrübe ister, sadakat ister ve inanç ister. En önemlisi de devletin köklü geleneğinin bilgisine sahip olmak ister.
Türkiye nev’i şahsına münhasır ve köklü geçmiş ve devlet geleneği olan bir ülkedir. Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyanın yıllardır karşı karşıya kaldığı durumlar, Türkiye’nin gerçekten çok farklı ve önemli bir jeopolitiğe sahip olduğu ve bu jeopolitiğin sağladığı avantajlar ve fırsatlar da bunu gözler önüne açıkça sermektedir.
Türkiye’yi yalnızca coğrafi konumu ile tanımlamak yapılacak en büyük haksızlıktır ve aynı zamanda hatadır. Türkiye sahip olduğu tarihi, kültürü, tecrübesi, çoklu mirası ve jeopolitik konumu ile dikkatleri üzerine çeken en önemli ülkelerden birisidir.
Gücümüzü Köklü tarihimizden alırken, stratejik ve mükemmel coğrafyamız da gücümüze güç katmaktadır. Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlarla da gönül coğrafyamızı genişletmek istiyoruz. Ve bu da bizim en büyük enerji kaynağımız olmaktadır.
Bu gönül coğrafyamızı genişletme ve güçlendirme rolü, içinde bulunduğumuz coğrafyada daha anlamlı hale gelmiştir. Filistin’deki mazlumların çaresizliği yüreklerimizi yakmış ve yakmaya devam etmektedir. Ortadoğu coğrafyasındaki yangın ve koca dünyanın suskunluğu yüreğimizin üzerine otururken Türkiye için de yeni bir yüzyılın fitilini ateşlemektedir.
Artık böylesine hızlı değişen küresel dünyada Türkiye’nin de kendi kartlarıyla oyuna başlaması ve düzen içinde yerini pekiştirmesi gerekmektedir. Türkiye’nin kendi iç dinamiklerini harekete geçirerek optimum faydayı elde etme zamanıdır. Zamanın ruhunu doğru okuma zamanıdır. Kendi iç dinamiklerini ve gücünü kullanarak yerel, bölgesel ve küresel eksende önemli adımlar atmak için acele etmelidir. Çünkü zaman artık Türkiye zamanı, zaman Türk zamanı, zaman Türkiye yüzyılı zamanıdır.
Bu kadar güçlü söylem ve inançla yola çıkarken, dışımızda günbegün yoğun olarak hissedilen ve etki alanı genişleyen yoğun fırtınaya, olumsuzluklara ve hainliklere karşı Türkiye olarak bu milletin her bir ferdinin kendi içinde birliğin, bütünlüğün, dayanışmanın olması gerekir. TÜRKİYE DE ARTIK BAHARLARIN İLİKLERE KADAR HİSSEDİLECEĞİ, barış ve huzur ikliminin gelmesi beklenmektedir. Yani bütün olumsuzluklara karşı, saldırılara karşı 86 milyonun tamamının tek yürek halinde duruş sergileme zamanıdır.
Hiçbir sorun, görmezden gelinerek çözülemez. Biz sorunları da sorunlara verilecek cevabı da biliyor ve politikalarımızı da bu çerçevede değerlendiriyoruz. Artık duracak vaktimiz, geçirecek zamanımız, boşa heba edecek enerjimiz kalmamıştır. Zaman Terörsüz Türkiye zamanıdır. Ve terörden arındırılmış Türkiye’ye, terörsüz bölge ve terörsüz dünyaya ihtiyaç vardır.
Ülkemiz uzun yıllardır daha önce bahsettiğimiz önemli bir sorunla mücadele etmektedir. Terör sorunu.
Türkiye; her türlü tehlike karşısında hazır ve nazır, her çeşit tehdidi savuşturacak dayanıklılığa ve güce sahip muazzam bir ülkedir.
Milli enerjimizi, sürekli kısır çekişmelerleuğraşarak ve bunları gündemde tutarak harcayamayız. İşin özü toplumsal hastalığımızı tedavi ederek geleceğe yönelinmelidir. Büyük buluşmaların, temel uzlaşıların Türk milletinin gözü önünde, siyasi partilerin öncülüğünde gerçekleştirilmesi çok daha fazla önem arz etmektedir günümüzde.
Sayın liderimizin ifade ettiği gibi; bunun için samimiyet, iyi niyet ve karşılıklı güven şarttır.
Çünkü liderimiz tarafından yıllardır bu sorunla ilgili açıklamalar yürekten inanarak yapılır ve bu da inancı ve samimiyeti gözler önüne sermektedir.
‘Türk-Kürt kardeşliğini kemikleştirip Türkiye Yüzyılını gerçeğe dönüştürmek için sabırla mücadele ediyorken, etnik bölücülüğün ve terör örgütünün hain emellerine kucak açan ve destek olan namertleri Türk milleti affetmeyecektir.
Çünkü Terör çıkmaz sokaktır.
Terör insanlığın ortak düşmanıdır.
Terörle hiçbir yere varılamaz.
Kürt kardeşlerimizin terörle, terör örgütüyle ne ilgisi ne de ilişiği söz konusudur.
Türkiye Cumhuriyeti hepimizin devletidir.
Türk milleti hepimizin şanı, şerefi, mensubiyet cevheridir.
Yeterince çile çekildi. Yeterince acı yaşandı.
Silah seçenek değil kucaklayıcı siyaset hedefimizdir.
Yoksulluk kader değil zenginlik hedefimizdir.
İşsizlik talih değil istihdam hedefimizdir.
Yıkmak değil yatırım ve üretim hedefimizdir.
Karamsarlıkları paylaşmak yerine umutlarımızın şafağında buluşalım’
Kürtlerle kucaklaşma, esastır; terörle mücadele ve silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır.
Kürt kardeşlerimizle aramıza hiç kimse giremez.
Kürt kardeşlerimizi Türk milletinden ayrıştırmaya hiçbir eylem ve hainin gücü yetmez, yetmeyecektir.
Artık teröre tolerans sıfırdır, terör örgütünün ürediği neresi varsa artık orası meşru hedeftir.
Kürtler başka, terör örgütü başkadır.
Kürtler kardeşimizdir, milletimizin eşit ve onurlu mensuplarıdır.
Terör sorunu artık Türkiye için güvenlik riski oluşturmaktadır. Türkiye’ye yönelik ne derecede büyük bir küresel oyunun varlığını da ortaya sermektedir. Artık bu terör belası için bir çözüm üretilmesi zamanıdır ve geçmektedir. Buna çözüm üretmek içindir ki;
Sayın genel başkanımız bir çağrı yapmıştır.
Ekim ayında Sayın Genel Başkanımızın çağrısıyla başlayan Terörsüz Türkiye atılımı başarıyla devam etmektedir. Çünkü burada Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ve Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlılığı ve Cumhur İttifakının bileşenlerinin ve en önemlisi de Yüce Türk Milletinin alın teri ve emeği bulunmaktadır. Bu emek ve çabalar karşılıksız kalamaz ve kalmamalıdır.
Bunun içindir ki
Terörsüz Türkiye artık bir devlet politikasıdır.Herkesin sorunudur ülkenin geleceğini inşa etmede ortak dildir.
Dünya geneline bakıldığında birçok coğrafyada huzursuzluk, kan gözyaşı ortalığı kasıp kavuruyorken ve o coğrafyalar cayır cayır yanarken, bu yangının bizim milli varlığımıza ve iç barışımızı da içine almayı dört gözle bekleyen ve el ovuşturan hainlerin olduğu bilinmektedir.
Zaman, kısır çekişmeler zamanı değildir.
Zaman, çok önemli bir durumun ve konunun siyasi olarak istismar edilme ve kullanma zamanı değildir,
Zaman, artık Türk milletinin kenetlenme bir olma iri olma ve diri olma ve tek yürek olma zamanıdır.
Çünkü Bu işin şakası olmayıp konu siyasetler üstü, politikalar ötesi yaklaşımla değerlendirmelidir.
Terörsüz Türkiye ile ülkemizin her yerinde yeni bir hayatın elbirliğiyle yeşertilmesi gerekmektedir.
Artık kavga ve sıkılı yumruklar yerine yeni nesillerin kardeşlik ve milli birlik bilinciyle yoğrulması gerekmektedir.
Büyük Türkiye olma iradesini gerçekleştirmek de temel düsturumuz olmalıdır.
Çünkü büyük mücadelelerin içinden geldik Anadolu’yu Selçuklu sancağı altında beraber vatanlaştırdık. Tarihe damga vuran birçok beylikler kurduk, hatta çağ açan kapatan Osmanlı cihan imparatorluğunun ardından dünyaya meydan okuyan ve Türkiye Yüzyılını gerçekleştirecek olan Türkiye Cumhuriyetini kurduk. Ancak tarihin öğrettiği en önemli dersleri de öğrendik. Bu mücadelelerin hiçbir zaman bitmeyeceği ve her zaman uyanık olmamız gerektiğidir.
Bu bilinçle Türk-İslam medeniyetinin timsali Türkiye Cumhuriyeti devletinin hedeflerini başarmasını sağlayıp küresel sistemde süper güç haline getirmek temel amacımız olmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Devlet BAHÇELİ’nin sergilediği kararlı duruş sonrası, terörist başı, 27 Şubat 2025’te PKK’ya fesih ve silah bırakma talimatı vermiştir. Bu çağrı üzerine terör örgütü tarafından, 12 Mayıs 2025’te dünya kamuoyuna herhangi bir şart veya talep öne sürmeden fesih ve silah bırakma kararı açıklanmıştır. Bu silah bırakma devletin gözetiminde ve kontrolünde devam etmektedir.
Yine bu çağrının devamı olarak; en son olarak bütün partilerin temsiliyle mecliste 51 üyeli komisyon kurulmuş ve bu komisyon istikrarlı bir biçimde mecliste çalışmalarına devam etmektedir. 12. toplantılarını gerçekleştirmiştir.
Anayasal meşruiyet sınırları içinde oluşturulan komisyon şehit ve gazi dernekleri başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşlarını dinleyerek ortak akıl ve uzlaşı geliştirme çabaları içindedir. Ve bu çalışmalar çeşitli STK’ların dinlenmesi ile hedeflenen amacını gerçekleştirmek için başarıyla devam etmektedir. Bu arada şunların altınının çizilmesinde de bir kez daha fayda görülmektedir.
Bugün bayrak inmemiş, ezan susmamıştır. Vatandaşlarımız huzur ve güven içindedir. Burada en büyük değer büyük kahramanlıklara imza atan şehitlerimiz ve gazilerimizdir. Allah kendilerinden razı olsun nurlar içinde yatsınlar. Onların mücadelesi sonucu bugün ülkemizi terör musibetinden kurtaracak Terörsüz Türkiye inşa edilebilmektedir.
Her şeyden önce tekraren vurgulamak gerekirse, Terörsüz Türkiye çalışmaları sırasında ve devam edecek olan zaman dilimi içerisinde Şehitlerimizi, gazilerimizi ve ailelerini incitecek hiçbir adım atılmamıştır, atılmayacaktır. Atılması da mümkün değil ve olmayacaktır. Her şey şeffaf bir şekilde milletimizin gözleri önünde cereyan etmekte ve Milletimizden gizlenen hiç bir girişim bulunmamaktadır. Hiç bir şey milletimizden gizli yapılmamaktadır. Artık bundan sonra tek bir yavrumuzun canı incinsin ayağına taş değsin istemiyoruz. Yüreklerimiz çok yandı artık bunların tedavi ve telafi edilmesi zamanıdır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti tektir, milli ve üniter yapıdadır, ülkesi ve milleti bir ve bütündür.
Bu devletin kurucusu ve sahibi topyekûn büyük Türk milletidir.
Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes; ırk, dil, din ve mezhep farklılığına bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk milletinin eşit ve saygın fertleridir.
Milli varlığımızın temeli bu mensubiyet duygusudur, Türklük üst ve vazgeçilmez kimliğimizdir.
Türk milletine yeni kimlik ve isim arayışları, yeni vatandaşlık icatları boş ve nafile teşebbüsler olarak kalmaya her zaman müstahaktır.
Türk milleti varsa, Türkiye Cumhuriyeti devleti de ilelebet payidar kalacaktır.
Unutulmasın ki, Türkiye asla Türk milletsiz yaşayamaz, var olamaz.
Anayasa’nın ilk dört maddesinin değiştirilmesi, hatta tartışmaya açılması asla söz konusu değildir. Üniter devletten, milli kimlikten ve milli egemenlikten geri dönüş yoktur”
Türk vatandaşlığı toplumsal mutabakatın temelidir. Etnik kimlikler Türk kimliğinin zenginliğidir.
Türk milletinin ortak kimliği altında herkes eşit haklara sahiptir.
Türkiye bizimdir, bu aziz vatan hepimizindir, bunun için haykırarak diyoruz ki; çok yaşasın kardeşliğimiz, çok yaşasın milletimiz, var olsun devletimiz.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve büyük Türk milletinin varlığına Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakınca fedakârca sahip çıkılmakta ve çıkılmaya da devam edilecektir.
Bu arada yıllardır, süregelen Terörün yalnızca can kaybına değil, büyük ekonomik kayıplara da yol açtığını da vurgulamak isteriz.
Terörsüz bir Türkiye;
• Ülkenin bölgesel bir ekonomik güç haline gelmesini sağlayarak toplumsal güven ve huzur ortamının ve ekonomik büyümenin temeli de olacaktır.
Türkiye terörle mücadeleye 40 yılda çok büyük kayıplar vermiştir.
Terörle mücadelenin bitmesi ve ekonomi üzerindeki ağır yükünün ortadan kalkması demek; yatırımların, istihdamın artması demektir. Milyarlarca dolar Güneydoğu ve Doğu Anadolu’ya harcansaydı bugün çok daha farklı bir tablo ile karşılaşıyor olacaktık.
Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşliğin en önemli savunucuları artık bizleriz. Bizler; Yüce Türk Milletinin her ferdi olarak bu kararlılığı göstermeye hazırız. Bunu başarmaya olan inancımız ve azmimiz en büyük dayanağımızdır.
“Terörsüz Türkiye, yeni nesillere bırakılacak en büyük mirasımız olacaktır.”
Milliyetçi Hareket Partisi, dün olduğu gibi bugün de her türlü problemin, şova meydan vermeden hoşgörü ve diyalog ortamı içinde aşılabileceğinisavunmaktadır.
“Biz Bu Ülkeyi Karşılıksız Sevdik” Düşüncesi Ve “Önce Ülkem Ve Milletim Sonra Partim ve Ben” düsturu da en önemli samimiyet ve kararlılık göstergemizdir.
Bu, aynı zamanda tarihi ve toplumsal sorumluluğun da bir gereğidir. İşte partimizin dünden bugüne takip ettiği siyasi çizginin, benimsediği üslubun özeti budur.
Bunun için de her türlü konu ve problem çözümünde olduğu gibi, taraflar arasında güven samimiyet ve konunun önemine binaen ciddiyetin bunun için gerekli olduğunu düşünmektedir.
MHP her parti ve kuruluşun böyle bir anlayış ve çözüm zemininin oluşması için elinden gelenin daha iyisini yapması gerektiğine inanmaktadır. Çünkü MHP bütün aklı ve inancıyla bu milletin geleceği için gelecek nesiller için bunun başarılmasına inanmaktadır.
Dünya siyasi kültürel ve coğrafi fotoğrafının bize yansıttığı anlam dünyası içinde Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmesi gerektiğinin aciliyeti ile bütün taraflara çağrı yapmaktadır.
Türk milleti, bu fedakar millet, yeni yüzyılda tarihiyle, kültürüyle ve inançlarıyla kavga etmeyi bir kenara bırakmalıdır.
Herşey barış ve kardeşlik hukuku içinde olmadır.
Cumhuriyetin ve demokrasinin temel ilkelerini düsturunu benimseyerek hedeflerine ulaşma inancı içinde olmalıdır.
Milli enerjimizi, sürekli bu meseleleri tartışarak tüketmenin zamanı değildir.
Gelecek yanı başımızda ve Türk Milleti de bütün fertleri ile bütün donanımı ve inancıyla bu geleceği kucaklamaya hazır olmalıdır.
Kürt kardeşlerimizde olduğu gibi Alevi kardeşlerimiz de istismar edilmektedir. Yüce dinimiz karalanmak istenmektedir. Mezhepçilik yapılarak milli dokumuz yaralanmaya çalışılmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı Türkiye’nin etnik ve mezhep temelli depreme maruz kalmasına müsaade etmeyecektir.
Hz. Ali diyordu ki, “gönülleriniz bir olmadıkça sayıca fazla olmanızın bir anlamı yoktur.”
Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizin haklı ve meşru talepleri vardır ve bu talepler temiz bir mizaçla, kardeşliğin alicenaplığıyla; adil, eşitlikçi, insani, tarihi, kültürel, hukuki ve hakkaniyetli ilkeler mihverinde karşılanmalı, ortak akıl ve geniş bir uzlaşma zemini oluşturulmalıdır.
Bizim gönlümüzde herkese yer vardır ve biz MHP olarak gönüllerle buluşmak istiyoruz.
Evet artık bir büyük buluşmayı, bir temel uzlaşmayı siyasi partilerin öncülüğünde toplum olarak gerçekleştirme zamanındayız. İnanıyoruz, kararlıyız gücümüz var ve başaracağız. Genel başkanımızın bütünleşmeye kaynaşmaya terörsüz Türkiye’yi gerçekleştirmeye olan inancını bir kere de kendi ifadeleriyle vurgulamak samimiyet ve kararlılığın da göstergesi olmaktadır.
Alevi de bizim, Kürt de bizimdir.
Cami de bizim, Cemevi de bizimdir.
Biz hep birlikte Türk milletiyiz.
Oyalanacak ve israf edilecek vakit kalmamıştır.
Türkiye için kader ve karar anı gelmiştir.
Bu anlayıştan hareketle Terörsüz Türkiye ve Türkiye Yüzyılı hedefi çerçevesinde gerçekleştirmek için Sayın Genel Başkanımızın Alevi İslam inancına mensup vatandaşlarımızla var olan gönül birliğini pekiştirmek, Biz Biriz Kardeşiz, Hep birlikte Türk Milletiyiz anlayışıyla; Hacıbektaş’ta hibe ettiği arsa üzerine Horasan Erenleri Hacıbektaş Kültür ve Cemevi Külliyesi inşa edilmektedir. Yakın bir zaman diliminde de açılışı yapılacak ve milletimizin hizmetine sunulacaktır.
Genel Başkanımız bu konuda bir de türkü hazırlatmıştır. Türkünün sözlerini paylaşmak isterim:
Durudur dilimiz, kırk kapı açar
El ele verince kalmayız naçar
Her can vatan için serinden geçer
Bengi bir vatanın bekçileriyiz.
Canlardan mirastır bu ülke bize
Canımız fedadır Türkiye’mize
Birken bin oluruz, gerek yok söze
Nice yüzyılların öncüleriyiz.
Bağlıyız hem vatan, hem Ehl-i Beyt’e
Bu mübarek mülke, Cumhuriyet’e
Düşmeyiz zillete ya da gaflete
İki Mustafa’nın izcileriyiz.
Aynıdır yönümüz, kıblegahımız
Şaşmaz terazimiz, yok tamahımız
Hep doğruya doğru güzergahımız
Hakk’ın adaletin gözcüleriyiz.
İnsanoğlu yazar kökte, künyede
Ayrışmaya yer yok, sağlam bünyede
Hak bizi gözetsin iki dünyada
Bektaş-ı Velî’nin elçileriyiz.
(Ay ile Güneş’in elçileriyiz.)
Sabırla, sebatla, anlayışla, hoşgörüyle, milli ilke ve ülkülere sadık olunmalı birlik ve kardeşliğimiz perçinlenmelidir. Artık tarihi mesuliyet omuzlarımızdadır.
Türk vatanı; üzerinde yaşayan, altında yatan, henüz doğmamış bulunan herkesindir.’’
Günü kurtarmaya değil, geleceği kurmaya ve kurgulamaya doğru yol almalıdır.
Böyle bir zamanda risk almanın ne kadar önemli bir sorumluluk olduğunun farkındayız
Vatan tehdit altındayken, milli güvenlik için tehlike çanları çalarken, oy ve seçim endişesiyle başımızı kuma gömmek MHP’nin defterinde yazmaz ve hiçbir ülkücü, milliyetçi ve vatan sevdalısının kabul edeceği bir durum da değildir.
Tekraren vurgulamak isteriz ki;
Oyumuzun artması veya oyumuzun azalması, bizim için hiç önemli değildir.
Terörün bitmesi milli ülkümüzdür.
Bu ülkü siyasi namusumuzun simgesidir.
Kürt kardeşlerimizle kucaklaşarak milli birlik ve kardeşlik hukukunu tam olarak gerçekleştirmek ve tehlikeleri bertaraf etmek bu millete sözümüzdür.
Bu inancımız ve sözümüze olan bağlılığımızı da Sayın Genel Başkanımızın kendi ağzından bir kez daha vurgulayalım.
“Türkiye’yi ve Türk milletini çağın üzerine sıçratma mücadelemizin teklemesi, tökezlemesi ve sekteye uğraması söz konusu değildir.
İnandık, başaracağız.
Söz verdik, yapacağız.
Yola çıktık, varacağız.
Sabrettik, Türk ve Türkiye Yüzyılının sütunlarını hep birlikte dikeceğiz.
Cumhur İttifakı’nın akıl ve ahlakla anıtlaşmış fedakâr ve milli siyasetiyle umutları dirilteceğiz, milletimize hadim ve hürmetkâr bir ruhla azımızı çok, eksiğimizi tamam edeceğiz.
Hiçbir engel tanımayacağız.
Hiçbir zorluğa teslim olmayacağız.
Hiçbir iftiraya boyun eğmeyeceğiz.
Doğudan batıya, kuzeyden güneye her insanımızı kucaklayacağız.
Her değerimizi bağrımıza basacağız.
Herkes eşittir Türkiye demeye azimle devam edeceğiz.’’
Yukarıda da ifade ettiğim TERÖRSÜZ TÜRKİYE İÇİN büyük Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşmak için biz bu kaderi yeniden yazacağız ve şekillendireceğiz.
Çılgın Türklerin neleri yapabileceğini dünyaya göstereceğiz.
Sağ olun, var olun. Allah’a emanet olun.
Bir yanıt bırakın