MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın: Türkiye’de seçmen kitlesini Türk-Kürt diye ayırmak, ülkeye ve bin yıllık kardeşlik hukukuna ihanettir.

Cumhur İttifakı Millet Aklı

Mazul ve sakıt” başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, eski partisinden kovulduktan sonra kurduğu paravan partinin fitne ve tefrika misyonuna, MHP düşmanlığını da eklemiştir.

Davutoğlu’nun; CHP borazanı bir gazeteye verdiği röportajda, partimiz hakkındaki gerçekleri saptırarak ifadelerinin içine bol miktarda yalan ve iftira ilave ettiği görülmektedir.

Hatırlanacağı üzere Davutoğlu, vaktiyle başbakanlıktan kendi rızasıyla ayrılmamıştır. Afaki değerlendirmeler ve temelsiz mülahazalarla vakit geçirdiği, basiretsiz icraatıyla hem partisine hem de içeride ve dışarıda Türkiye’ye zaman kaybettirdiği için resmen azledilmiştir.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Prof. Dr. E. Semih YALÇIN’ın, Azledilmiş Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun temelsiz iddialarına cevaben yaptığı yazılı basın açıklaması

“Mazul ve sakıt” başbakanlardan Ahmet Davutoğlu, eski partisinden kovulduktan sonra kurduğu paravan partinin fitne ve tefrika misyonuna, MHP düşmanlığını da eklemiştir.

Davutoğlu’nun; CHP borazanı bir gazeteye verdiği röportajda, partimiz hakkındaki gerçekleri saptırarak ifadelerinin içine bol miktarda yalan ve iftira ilave ettiği görülmektedir.

Hatırlanacağı üzere Davutoğlu, vaktiyle başbakanlıktan kendi rızasıyla ayrılmamıştır. Afaki değerlendirmeler ve temelsiz mülahazalarla vakit geçirdiği, basiretsiz icraatıyla hem partisine hem de içeride ve dışarıda Türkiye’ye zaman kaybettirdiği için resmen azledilmiştir.

Davutoğlu’nun tutarsız siyasi görüşleri, uçuk ve isabetsiz öngörüleri yüzünden Türkiye, dış politikada büyük bölgesel ve uluslararası sorunlarla boğuşmak zorunda kalmıştır.

Ahmet Davutoğlu’nun ülkeye ve halka hizmet için politika yapmak gibi bir derdi, meselesi yoktur.

Hem eski partisini yönetenleri hem de kendisine bel bağlayanları ziyadesiyle pişman eden Davutoğlu’nun, yeniden siyasete soyunma hamlesinin en büyük nedenlerinden biri, kendisini azledenlerden intikam almaktır.

Bir başka neden de başbakanlığı dönemindeki kof icraatı karşısında kendisini silkeleyen ve ipliğini pazara çıkararak “düşük başbakan” olmasında rol oynayan MHP’ye zarar vermek ve MHP düşmanlığından beslenmektir.

Davutoğlu ne Türkiye’de siyasetin dinamiklerini ne de ülkenin gerçeklerini kavrayabilmiştir. Bu yüzden hâlâ bulutların üzerinde gezmektedir.

Ahmet Davutoğlu’nun bahse konu röportajda MHP ve HDP’yi kastederek sarf ettiği “İsterler ki, Türkler bir partiye, Kürtler başka partiye oy versin. Kimlik siyasetidir bu… ” sözü, bölücü mesaj içeren fevkalade mahzurlu bir değerlendirmedir.

Türkiye’de seçmen kitlesini Türk-Kürt diye ayırmak, ülkeye ve bin yıllık kardeşlik hukukuna ihanettir.

Gerek MHP’de gerekse diğer partilerde milyonlarca Kürt kökenli seçmen bulunmaktadır.

MHP’nin kimlik siyaseti de gayet sağlıklı ve berraktır.

MHP’nin kimlik siyaseti birleştirici, kucaklayıcı ve kaynaştırıcıdır.

MHP’nin kimlik siyasetinin özünde; Anayasa’da da tarif ve anlamını bulan, Türkiye’de yaşayan bütün toplum kesimlerinin ortak adını ve kimliğini tayin eden “Türk milleti” bulunmaktadır.

Kürt kökenli vatandaşlarımızın etnik kimliklerini istismara yeltenen Ahmet Davutoğlu, MHP ile aynı kefeye koymaya çalıştığı HDP ve eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın bölücü politikalarıyla aynı çizgide durmaktadır.

Davutoğlu’nun, milletimizi meydana getiren ve birbirine etle tırnak gibi bağlı toplum kesimlerini etnik kimlik politikasıyla ayrıştırma çabası suçtur.

Millî bünyeyi zengin ve güçlü kılan etnik kimliklerin politik çıkar uğruna kaşınması, ülkeye ihanettir.

Azledilmiş bu başbakan eskisi; son genel seçimler öncesinde de MHP ile ittifakın Ak Partiye Kürt kökenli vatandaşlarımızın oylarını kaybettireceğini öne sürmüş, ancak bu saçma tez milletimizin oylarıyla çürütülmüştür.

MHP de Ak Parti de özellikle doğu ve güneydoğu illerinde oylarını arttırmışlardır.

Hatta Ak Parti, PKK’nın siyasi kanadı HDP’nin güçlü olduğu bazı il ve ilçelerde zafere ulaşmıştır.

Serok Ahmet’in “Anadolu’yu ayağa kaldırırım.”, “Öyle bir dip dalga geliyor ki…” türünden ayağı yere basmayan iddiaları da “Emevi Camii’nde namaz kılmak”  başta olmak üzere eskiden savurduğu palavraların güncel örnekleridir.

Milletimizin “müstamel ve mücerreb” siyasi atıkları yeniden dönüştürme alışkanlığı olmadığından, Davutoğlu’nun kurduğu “Gelecek Partisine de Türkiye’nin geleceğinde yer vermeyecektir.

Demokrasimize feraset ve uzak görüşlülüğüyle yön veren Türk milleti, siyaset değirmeninde öğütülüp elek atında kalanları genellikle toprağa gömerek üzerlerini kapatmayı tercih etmektedir.

Aksi takdirde açıkta kalan veya başka siyasi yapılara tutunan atıklar hem çürümeye yol açmakta, hem de sosyal bünyeye zarar vermektedir.

Pişkinlik, tezgâhçılık ve palavracılığı huy edinen Ahmet Davutoğlu’nun, siyaseten “görevden el çektirilmiş ve düşük bir başbakan eskisi” olarak ayağa kalkmak için MHP ve Devlet Bahçeli muarızlığını manivela olarak kullanma çabası beyhudedir.

Davutoğlu’nun Türk seçmenine bulaştırmaya çalıştığı hastalıklara karşı MHP’nin varlığı siyasi panzehir hükmündedir.

MHP, Davutoğlu’nun düştüğü yere büsbütün çakılmasını sağlayacak bir balyoz işlevi görecektir.

Davutoğlular ve Babacanlar; havanda su dövmeye, ipe un sermeye devam etmekten öteye geçemeyeceklerdir.

Özellikle Ahmet Davutoğlu yalancının büyüğüdür. O, ancak muhayyel bir “palavracılar diyarı” bulup orada siyaset yaparsa başarılı olacaktır.

Cumhur İttifakı Millet Aklı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*